25 Temmuz 2010 Pazar

ÇEŞM-İ BÜLBÜL ÇALIŞMALARI

Sevgili arkadaşlarım,
Daha önce yaptığım çeşm-i bülbülleri sizlerle paylaşmak istedim. Belki yapmak isteyenlere fikir olur.
                                                           Sevgiler...Mihriban...

8 Temmuz 2010 Perşembe

MİRAÇ, AKLIN BİTTİĞİ İMANIN BAŞLADIĞI YERDİR.

MİRAÇ NE DEMEKTİR, BU GECENİN ÖNEMİ NEDİR?

Mirac, merdiven demektir. Resulullah efendimizin göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir. Recebin 27. gecesidir. İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Mirac bildirilmektedir.
Mutezile fırkası, Resulullah efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, “Miracı kabul etmek, Allah’a mekan ittihaz etmek olur” diyerek Miracı inkâr etmiştir. Allahü teâlâ, Hazret-i Musa ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allahü teâlânın mekanı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyı görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekanı değildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir.
Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki:
İsra suresinin ilk âyetinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice acayip işlerden bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı, Mekke'den Kudüs'e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi, rüya için kullanılmaz. Uyanık iken, gece yürümek manasına kullanılır. (Sana [Miracda] gösterdiğimiz temaşayı insanlar için bir fitne kıldık) âyetindeki fitne, imtihan demektir. İmtihan ise uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı. Resulullahın, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan sapık olur. (Bahr)
Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allah’ın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder.
Peygamber efendimiz miracını özetle şöyle anlatıyor:
Verilen Burak’a binip Beyt-ül-Makdis’e geldim. Onu, önceki Peygamberlerin bağladığı halkaya bağladım, sonra Mescide girip orada iki rekât namaz kılıp çıktım. Cebrail bir kap şarap, bir kap da süt getirdi. Ben sütü seçtim. Cebrail, yaratılışa uygun olanı seçtin, dedi. Sonra bizi birinci semaya çıkardı. Gök kapısında, sen kimsin diye bir ses geldi. Ben Cebrail’im dedi. Yanındaki kim dendi. Muhammed aleyhisselam dedi. O, Peygamber olarak gönderildi mi dendi. Cebrail, evet dedi. Gök kapısı açıldı. Hazret-i Âdem ile karşılaştım. Bana merhaba diyerek hayır dua etti. 2. semaya çıktık. Yine orada da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Burada iki teyze oğlu İsa ve Yahya ile karşılaştım. Onlar da bana, merhaba diyerek dua ettiler. 3. semaya çıktık. Bu kapıda da aynı konuşmalar geçti. Göğün kapısı açıldı. Orada Hazret-i Yusuf’u gördüm. O da dua etti. 4. semaya çıktık. Aynı konuşmalar oldu. Kapı açıldı. Hazret-i İdris’i gördüm. O da dua etti. 5. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti. Kapı açıldı. Hazret-i Harun’u gördüm. O da dua etti. 6. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar oldu ve kapı açıldı. Hazret-i Musa’yı gördüm. Merhaba diyerek dua etti. 7. semaya çıktık. Yine aynı konuşmalar geçti ve kapı açıldı. Arkasını Beyt-ül-mamura dayamış Hazret-i İbrahim’i gördüm. O da dua etti. Beyt-ül-Mamur’u gördüm. Sonra Cebrail beni Sidret-ül-Münteha’ya götürdü. Allah, günde elli vakit namaz farz kıldı. Hazret-i Musa’nın yanına gelip anlattım. (Rabbinden azaltmasını iste! Ümmetin buna güç yetiremez. Tecrübem var) dedi. Birkaç defa Rabbimle görüşmeye devam ettim. Nihayet Rabbim buyurdu ki: (Beş vakit namazı farz kıldım. Her vakit için on sevab vardır. Böylece elli vakit namaz olur.) [Müslim]

http://www.dinimizislam.com/

2 Temmuz 2010 Cuma

ORTA SEHPA


Sevgili arkadaşlarım sizlere  fikir olması açısından yeni bir değerlendirme paylaşmak istiyorum.Eski orta sehpalar için hem günümüze uygun hemde klasik severler için güzel bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Hangi aşamalardan geçtiğine gelince...
Koltuk kaplamacılara gidip, odamıza uygun renk deri seçip puntalattırarak kaplatıyoruz. 
Daha sonra istediğimiz kısımlarını sıvı varak ile boyuyoruz.(Sıvı varağa vernik uygulamıyoruz)
İşte bu kadar bambaşka bir sehpayla odamızı şenlendiriyoruz.
Önemli:
 Sevgili arkadaşlarım.Bazen bilmediğiniz yada fikir almak istediğiniz konularda benden yardım istiyorsunuz. Çok teşekkür ederim beni onurlandırıyorsunuz. Elimden geldiğince cevaplıyorum. Fakat bu sorularınızı en son yayınlamış olduğum posta yorum olarak yazarsanız çok memnun olacağım. Daha sonra hangi posta soruldu hangi arkadaşımdı diye arıyorum. Ulaşamadığım zamanda üzülüyorum.
Sevgilerimle...Mihriban....

18 Haziran 2010 Cuma

ESKİ GÜMÜŞ TEPSİLERİN YENİ HALİ

 
Bunndan yaklaşık on onbeş sene öncesinin olmazsa olmaz çeyizlik gümüş tepsileri...Evlerimizde bulunan ,bazen küfe maruz kalan, yavaş yavaş kapıya doğru yaklaşan bu tepsilerimizi değerlendirelim arkadaşlar. Resimler çok iyi çıkmasa da kısaca neler yaptığımdan bahsetmek istiyorum.
Metal ve kaygan bir yüzey olduğu için Cadence cam midiumu sürüp yirmidört saat bekliyoruz. Altın boya ile iki kat tampon uyguluyoruz. Kenar kısımlarına istediğimiz şekilde bantlayıp çatlatma yapıyoruz.  Resimde çok fazla belli değil ama kenarlarındaki şekilleri simli boncuk boya ile belirginleştiriyoruz. İstediğimiz renklerdeki taşlarla süsleyip tepsimizi tamamlıyoruz. Son olarak da iki kat sprey vernik sıkıp kurutuyoruz. Ve yeni imajıyla kapıya yaklaşan tepsilerimizin içine ikram edeceğimiz her neyse yerleştirip büyük bir gururla misafirlerimize  sunuyoruz. 
Değerlendirmenin hazzını yaşamanız dileğiyle....Sevgiler...Mihriban... 

4 Haziran 2010 Cuma

SEVİMLİ KİLER DOLABI


Merhaba  sevgili arkadaşlar,
Tam iki ay olmuş yeni post göndermeyeli...Çok ara vermişim elimde olmadan. Neyse artık geri döndüm ve buradayım. Nasıl kiler dolabımı beyendiniz mi? İnanın yakından çok daha sevimli, cıvıl cıvıl...Eski haliyle bir televizyon dolabıydı. Artık yeni haliyle kiler dolabı ünvanını aldı. Çok kullanışlı balkonlarınıza renk katacak. Çevremdeki arkadaşlarım komşularım çocuk odalarına oyuncak dolabı olarak da uygun gördüler.Siz nereye uygun görürseniz oraya yapın:)
Yapımı basit .Dolabımızı cadence tafy boya ile iki kat boyuyoruz. Üzerine yarleştirmek istediğimiz peçetelerimizi dikkatlice kesip tek katını ayırıp peçete tutkalı ile yapıştırıyoruz. Ben  dolabın ayak kısmına ve üst çerçevesine çim dokusu vermek istedim. Bunun içinde yeşil boya ile tampon yaptım. Üzerine de sarı turuncu ve mavi boyalardan kürdanın ucuyla çizikler atıp çiğdem desenleri verdim.Son olarak da cadence su bazlı verniğimi iki kat uyguladım. İşte bu kadar dolabımız kullanıma hazır.
  
                                                                      Sevgiler....

29 Mart 2010 Pazartesi

ÖDÜLÜM VAR...


Arkadaşlarım ödülümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Sevgili  http://hobicik.blogspot.com/ arkadaşım beni Yaratıcı Blogger Ödülüne layık görmüş. Kendisine çok teşekkür ediyorum.Tanımayanlar ve bilmeyenler için kısaca arkadaşımız, hobilerle uğraşmanın yanında sosyal olaylarada sayfasında yer veren duyarlı bir arkadaşımız. Ziyaret etmenizi tavsiye ederim.Şimdiii gelelim ödülümüzün kurallarına;

*Sizi doullendiren blog arkadaşınızın linkini yayinlayin
*Ödülün logosunu yayınlayın
*7 yaratıcı blogger ödüllendirin
*7 bloğun linkini yayınlayın
*Ödüllendirdiklerinizi haberdar edin
*Kendinizi tanıtan 7 ilginç özelliğinizi yazın

Şimdi gelelim benim ödüllendirdiklerime;

http://papatya68.blogspot.com/
http://tatllar.blogspot.com/
http://elifseenn.blogspot.com/
http://elzemhobby.blogspot.com/
http://sibelblog.blogspot.com/
http://cicekhoby.blogspot.com/
http://fatosunmutfagindan.blogspot.com/

Yedi arkadaşımın kural gereği linklerini verdim ama ben tüm arkadaşlarımı bu ödüle layık görüyorum.
Yedi ilginç özelliğimi merak etmişler bunlar arsında;

*Ne kadar yorgun yada uykusuz olursam olayım en az iki sayfa kitap okumadan uyuyamam.Yatmadan önce dişleri fırçalamak gibi bir ihtiyaç bence.
*Çevremdekiler biraz aykırı olduğumu düşünürler.
*Ev dekorasyonunu çok severim ve ilgilenirim.
*Elime aldığım herşeyi boyanabilecek bir obje gibi görürüm.Eskici özelliğim vardır değerlendirmeyi severim.
*Çevremdeki insanları iyi idare ederim ve birazda gönül teyze yanım vardır.
*Herkesin her işine her yardımına koşucam diye kendimi perişan ederim ve sonra pişman olurum. Çünkü çoğu zaman buna deymediğini görürüm :(
*Bloğumda yer vermesemde mutfak benim kurtarılmış alanım. Yemek pasta börek çörek konusunda çok iyi olduğumu söylerler.
 
Benden bu kadar arkadaşlar. Sevgilerimi bıraktım. Hoşçakalın....

19 Mart 2010 Cuma

SEMAVER

Sevgili arkadaşlarım,kullanmadığınız semaveriniz varsa  resimde gördüğünüz gibi allayıp pullayıp istediğiniz şekilde boyayıp dekoratif amaçlı kullanabilirsiniz. Nostaljiyi sevenlere duyrulur. Kim bilir zamanında  etrafına toplanıp ne muhabbetler edilmiştir...
Sevgiler...